Korkma!

Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;

Bu yol ki hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz!

 

Hak bildiği yolda ilerleyen, bu yolda mücadele edenlere umut aşılayan; vatan, millet ve mukaddesat uğruna can verenlere semayı türbe, mehtabı türbedar, yedi kandilli süreyyayı avize kılan, Kabe’yi mezar taşı olarak başına diken ve ruhunun vahyini duyup ona kitabe eyleyen Mehmet Âkif Ersoy’u minnet ve şükranla anıyoruz.

Bugün, İstiklal Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’un kaleme aldığı İstiklal Marşımızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milli marş olarak kabul edilişinin 98. yıl dönümünü kutlamanın büyük coşku ve heyecanını yaşıyoruz.

İstiklal ve istikbal mücadelemizin en çetin geçtiği dönemlerde yüreği vatan-millet sevgisiyle ve bağımsızlık aşkıyla yananMehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı,  bugün bile her dizesi yüreklere dokunan İstiklal Marşı, cephelerde çarpışan kahraman ordumuzun hissiyatıyla, Anadolu’nun her karış toprağında şekillenen ve Anadolu insanının yüreğinden taşan İstiklal ruhuyla kaleme alınmıştır.

Öyle bir marş ki;

Her satırında Alparslan’ın Anadolu’yu vatan kılan azmi ve iradesi vardır.

Haçlı ordularını durduran Kılıçarslan’ın imanı, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi’nin ihlas ve gayreti yer alır.

İstanbul’un fethinin azmi, Fatih’in en büyük rüyalarının izleri vardır.

İstiklal Marşı,  her bir köşesinde bu milletin, bu toprakların ilelebet varlığını sürdürmesi için silahıyla, bileğiyle, dualarıyla, ekmeği-aşıyla katkı veren insanımızın en saf, en temiz duygularını yansıtır.

O yüzden İstiklal Marşı bizim milli mutabakat metnimizdir.

İstiklal Marşı dün olduğu gibi bugün de ellerinde bayrak, dillerinde tekbirle vatanını savunan insanımızın, üzerinde ittifak ettiği mümtaz bir metindir.

Milli şairimiz Mehmet Akif, ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ derken de, İstiklal mücadelesinde ödenen bedellerin büyüklüğünü dile getirmiş, milletimizin o zor şartlar altında gösterdiği kahramanlığı tarihe altın harflerle kazımıştır.

Mehmet Akif, sadece bir şair değil, “Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım! /Boğamazsın ki / Hiç olmazsa yanımdan kovarım.” diyecek kadar ecdadına, tarihine sımsıkı bağlı bir millet sevdalısı.

O, “Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım. / Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.” dizelerinin sahibi; zulme başkaldıran, haksızlığa tahammülü olmayan bir şahsiyetti.

Mehmet Akif, her şeyden önce bir istiklal ve istikbal aşığıydı. Asım’ın Nesli’ni yetiştirmek için ter döken bir muallim, bir fikir işçisiydi. Ömrü boyunca bunun mücadelesini verdi. Onun tek umudu gençlerdi. Biz tıpkı Mehmet Akif’in özlemini çektiği gibi geçmişimizden aldığımız güçle, ilhamla, aşkla, inançla geleceğe yürüyen bir milletiz.

Mehmet Akif, Bu hasta ruhumu artık ayırma hâkinden! / Nedir o meş´ale? Nurun mu? Yâ Resûlallâh!...diye seslendiği sevgili Peygamberimizin yaşında, ebedî âleme sefer eylemiştir. O mütevazılık abidesi, büyük dava adamı her zaman rahmetle anılacak; adı, şu gök kubbede baki kalacaktır.

Bu düşüncelerle, İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli marş olarak kabul edilişinin 98. yıl dönümünü kutluyor; şiirleriyle, yazılarıyla, konuşmalarıyla milli mücadelenin manevi ateşleyicilerinden bir hatip, sancılı bir dönemin edebiyatında parlayan bir yıldız, “İstiklal Şairi”, dava adamı Mehmet Akif Ersoy’u ve milli mücadele kahramanlarımızı, istiklalimiz uğruna bugün de canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Ayfer YILDIRIM

İlçe Milli Eğitim Müdürü