Konuşmacı olarak Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan’ın yer aldığı konferans; Etimesgut Kaymakamı Fuat Gürel, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı İhsan Yalçınkaya, Etimesgut Gençlik ve Spor Müdürü Hamza Güneş,İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayfer Yıldırım, Şube Müdürü Şerifhanım Usta ile okul müdürleri, öğretmenler ve Oğuzhan Yaşar Anadolu Lisesi  öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Etimesgut Halk Eğitim Merkezinde 29 Ekim Çarşamba günü gerçekleştirilen konferansın açış konuşmasını yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayfer Yıldırım; Cemil Meriç’i anlamak, anlatmak, düşünmek ve bize bıraktığı düşünceleri yeniden değerlendirmek ve genç ufuklara hatırlatmak üzere Doğumunun 101. Yıl Dönümünde Cemil Meriç" konulu konferansın düzenlendiğini belirtti.

Kadim uygarlıklara ev sahipliği yapan ve medeniyetlerin resmi geçit yaptığı bu topraklarda 20. yüzyılın aydınlarının en parlak ismi Cemil Meriç’in yetiştiğini vurgulayan Yıldırım, 38 yaşında gözlerini kaybeden Cemil Meriç’in üzerinde kara bulutların eksik olmadığı bir coğrafyada hak ve hakikati haykıran bir aydın, “Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü.” Sözleriyle ülkenin vicdanı ve ruhu olduğunu ifade etti.

Cemil Meriç konulu sinevizyon gösteriminin ardından Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan’ın “Doğumunun 101. Yıl Dönümünde Cemil Meriç" konulu konferansına geçildi.

Cemil Meriç’in eserlerini gençlik yıllarında okuduğunu ve kendisi ile tanıştığını ifade eden Doğan,  Cemil Meriç ile ilgili bir anısını paylaşarak o dönemde sözlerinin kurşun gibi ciğerlere işlediğini ifade etti.

Cemil Meriç’in asıl eserlerini gözlerini tamamen kaybetmesinden sonra yazdığını vurgulayan Doğan, “Çok iyi bildiği işi gözünü kaybettikten sonra da devam ettirmiştir. Çok zengin bir kütüphanesi vardı. Fransızca kitaplar oldukça fazlaydı.  Hem Fransızca hem Türkçe kitapları vardı. Yazılarını kalemle yazamayan bir yazarla karşı karşıyayız.  ‘Sekreter’ diye hitap ettiği yakınları, dostları birkaç gün yanına giderek kitapları okur, Cemil Meriç de o kitapları hafızasına alır, zihnine kaydederdi. Sonra ‘sekreter’ dediği dostlarıyla yazıya geçirirlerdi. Görmeyen bir düşünür olarak Cemil Meriç büyük emek ve çaba sarf ederek o muhteşem eserleri böyle yazardı.” şeklinde konuşarak gençlerin azimli ve kararlı olmalarının önemine değindi.

Doğan, Cemil Meriç’in Fransız kültürüne yakın durduğunu ve çok sayıda Fransızca metin okuyarak Batı kültürüne aşinalık bakımından kenti kültürümüzün de ötesine geçtiğini dile getirdi. Kendi ifadesiyle Batı irfanını çok yakından tanıdığını, onun bilgisine ulaştığını, o gözlerle dünyaya baktığını söyledi. “Cemil Meriç batıya giderek doğuyu buldu. Hint edebiyatını keşfetti. Hindistan’daki zengin düşünce birikimi ile karşılaştı. Bu onun için dönüm noktası oldu. 1962 yılında yayımlanan “Hint Edebiyatı” adlı kitabında Hint edebiyatını aynı zamanda muhteşem dönüşümü de anlatıyor. Kendimize dönmek için Batı’ya giden bir yazar olan Cemil Meriç’in “Hint Edebiyatı”  kitabından sonraki fikir hayatı bizim kendi metinlerimizden hareket ederek Türkiye’de Batılılaşma ve aydın yabancılaşması şeklindeki fikir yanılsamaları üzerine yazdığı metinlerden oluşuyor. “ şeklinde konuştu.

Cemil Meriç, Türkiye’deki dil konusuna bilhassa eğilmek istediğine vurgu yapan Doğan, Türkçedeki kırılmalar üzerine üzerinden hayatımızı okudu ve eleştiriler yaptı.

Cemil Meriç’in Türkçe ile ilgili bir yazısına ‘Düşen Kale” adını verdiğini, ancak yazmış olduğu ‘Batılaşma İhaneti’ isimli kitabından sonra yazının başlığını ‘Düşmeyen Kale’ olarak değiştirdiğini söyleyen Doğan, kitapta güçlü Türkçe müdafaası yaptığını, bu kitabın Cemil Meriç’in ümitsizliğini ümide çevirdiğini vurguladı.

Doğan, “1970’li yıllarda Cemil Meriç şarkiyatçılığı, oryantalizmi eleştirdi. Edward Said’in “Oryantalizm” kitabının Türkçeye çevirisinde kullanılan “sömürgeciliğin keşif kolu” nitelemesi, Cemil Meriç’e aittir. Cemil Meriç bu berceste cümle ile oryantalizmi bu berceste cümle ile derinlemesine ifade etmiştir. Yeni fikirlerle yeni eserler ortaya çıkarmıştır. Ve şunu ifade etmiştir: Senin çok uzağa gitmene gerek yok, sen kendine dönersen gerçek kimliğini bulursun. Sen önce ayaklarını kendi toprağına, kültürüne, ruh iklimine bas.” diyor Cemil Meriç.” şeklinde konuştu.

Cemil Meriç taklitçi bir düşünür olmadığını söyleyen Doğan, taklit üzerine kurulmuş bir fikir hayatınızın, kültür hayatınızın olamayacağını getirdiğini belirtti.

“Cemil Meriç külliyat olarak okunması gereken bir fikir adamıdır. Gözleri görmeyen bir yazar olarak bizim nesrimizde adeta bir inkılap yaptı. Namık Kemal’ in nesri de böyleydi. Süleyman Nazif ve Ahmet Haşim de böyle bir yazardı.” sözleriyle konuşmasına devam eden Doğan, sözlerinden örnekler vererek Cemil Meriç’ in nesir geleneğinde yeni bir üslup ürettiğini dile getirdi.

“Doğumunun 101. Yıl Dönümünde Cemil Meriç" konulu konferansına Cemil Meriç’in sözlerinden örnekler vererek devam etti.

Konferans sonunda öğrencilerin sorularını yanıtlayan Doğan, bu konferans ile gençlerle buluşmanın mutluluğunu dile getirerek Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayfer Yıldırım’a teşekkür etti.

Etimesgut Kaymakamı Fuat Gürel, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı İhsan Yalçınkaya, Etimesgut Gençlik ve Spor Müdürü Hamza Güneş, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayfer Yıldırım, günün anısına Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan’a plaket ve çiçek takdiminde bulundular.